Finans Sözlüğü

Ekonomi Sözlüğü

A

A TİPİ YATIRIM FONU: Hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarıdır. Portföy değerinin en az yüzde 25’ini devamlı olarak Türk şirketlerinin hisse senedi olarak tutmaları zorunludur.

AÇIK PİYASA İŞLEMİ: Merkez Bankası’nın para değerinde kararlılık sağlamak amacı ile giriştiği piyasa işlemleridir. Piyasaya hazine bonosu ya da tahvil satarak para hacmini daraltabilir veya alım yaparak genişletebilir.

AKTİF KARLILIK ORANI: Aktiflerde yapılan yatırımın net karlılığını göstermektedir. Bu oranın yüksek olması şirketler için iyidir. Fakat şirketlerin aktif karlılık oranı kadar yapılan yatırımların finansmanından öz kaynak ya da yabancı kaynak kullanıldığı da önemlidir. Bu oran aşağıdaki formülle hesaplanır:

Aktif karlılık Oranı: Net Dönem Kari / Aktif Toplamı

AMORTİSMAN: Bir şirketteki makina, tesis, tesisat gibi taşınır ve taşınmaz malların değerinde belirli bir zaman sonra meydana gelecek değişime (düşüş) amortisman denir. Şirketler amortismanı ürünlerinin maliyetlerinin üzerine ekleyerek ya da ilgili yılın giderleri arasına koyarak realize eder.

ARBİTRAJ: Kısa dönemli fonların yatırıldığı alandan alınıp başka bir alana kaydırılmasıdır.

ATIL PARA: Para piyasasının dışına çıkarak kullanılmayan paradır.

ASİT ORANI: Cari oranın konsantre halidir. Dönen varlıklardan daha yavaş nakde çevrilebilen kalemler çıkartılır ve bu şirketin nakit pozisyonuna bakılır. Nakte en hızlı dönüşen kalemler ile yapılan bu likidite ölçüsü aşağıdaki formülle hesaplanabilir:

Hazır Değerler + Menkul Değerler Cüzdanı + Tic. Alacaklar + Diğer Alacaklar / KV Borçlar.

B

BANKNOT: Taşıyana, üzerinde yazan miktarın ödenmesinin, çıkaran kuruluş tarafından garanti edildiği faiz taşımayan kıymetlerdir. Yasal ödeme aracıdır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TL Banknot basmaya tek yetkili kurumdur.

BİLANÇO: Bir şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu, dönem sonunda hazırladıkları (31 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül ve 31 Aralık) ve yayınladıkları tablolardır. Şirketin portresini çizen bu tablolar muhasebe dilinde “t tablosu” olarak adlandırılır.

BLOKAJ: Bir varlığın kullanımına yetkililer tarafından getirilen kısıtlamadır. Böyle bir durumda varlığın gerçek sahibi kendisine ait olan varlığı istediği gibi kullanamaz.

BONO: Hiçbir kayıt veya koşul olmadan bir nakit ödeme vaadini belirten ve nakit gibi tedavül edilen kıymetli evrak türüdür.

BORÇ/ÖZSERMAYE ORANI: Şirket, işletme sermayesi ve yatırımlarının finansman ihtiyacını dış kaynaklardan mı (borç) yoksa iç kaynaklardan mı (özsermaye) karşıladığını gösterir. Ülkemizde dış kaynak finansmanı genelde içsel kaynaklardan daha yüksek maliyetli olduğu düşünülürse bu oranın düşük olması tercih edilir.

BORÇ DEVİR HIZI: borçların satışların maliyetine oranlanması; şirketin borçlarını ne hızda ödediğini gösterir. Bu oranın düşük olması şirket için o kadar iyidir.

BORÇLANMA ORANI: işletmenin borçlanarak sağladığı yabancı kaynaklar ile, ortakların sağladığı ve faaliyet sonucu oluşturulan özsermaye arasındaki ilişkiyi göstermektedir.
Borçlar Toplamı / özsermaye formülü ile hesaplanır.

BRÜT KAR MARJI ORANI: işletmenin satışlarının brüt karlılığını göstermektedir. Brüt satış Kari / Net satışlar formülü ile hesaplanır.

BÜTÇE: Gelecekteki belirli bir dönemde gerçekleşmesi düşünülen gelir ve giderlerin karşılıklı listesini içeren cetveldir.

BORSA (Stock Exchange): Sermaye Borsaları, menkul kıymetlerin ticaretinin yapıldığı kurumsal piyasalardır. Bir piyasadır, çünkü menkul kıymetlerin ticaretinin yapıldığı yerlerdir. Kurumsaldır, çünkü
kendine özgü kuralları ve standartları vardır. Borsalar, sadece hisse senetleri için değil, başka tür emtiaların (ticari malların) ve enstrümanların da ticaretinin yapıldığı yerlerdir. Örneğin bono ve tahviller genellikle menkul kıymetler borsalarının içerisinde ticareti yapılageldiği halde, döviz ticareti için döviz borsaları veya mal ticareti için emtia borsaları vardır.

BORSAYA KOTE OLMAK: Borsanın izniyle halka arz edilecek hisse senetlerinin, borsaya kaydedilmesidir. Kote ettirilmemiş senetlerin ticareti olanaklı değildir. Kote olmuş senet, ilgili borsada tanındığını ve alım/satımının yapılmasına izin verildiği anlamına gelir. Hisse senetlerinin ticaretinin yapıldığı bir piyasa olan her borsanın kendine özgü kuralları vardır.

BÜYÜME: Ülke ekonomisinde işgücünün çoğalması, üretim araçları ve GSMH’nin artması vb. genel verilerin yükselmesidir. Büyüme’de ekonominin fiziksel olarak gövdesel genişliğe uğramasıdır.

C, Ç

CARİ KUR: Gerçek kur. Döviz piyasasında günlük olarak döviz alım, satım işlemleriyle oluşur.

CARİ VARLIKLAR: Satılabilir pay senedi ve tahviller, alacaklar, stoklar, kasa ve öteki döner varlıklardın oluşan bütün.

ÇAPRAZ KUR:
Bir ulusal paranın dışında iki yabancı paranın birbiri karşısındaki değiştirilme oranıdır.

CİRO: şirketler için kullanılması durumunda o şirketin iş hacmini ifade eder.

D

DEFLASYON: Enflasyonun tersi. Genel fiyat düzeyleri düşerken ulusal gelir, üretim ve istihdamın da düşmesidir.

DESTEK SEVİYESİ: Fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve daha aşağıya düşmekte zorlandığı seviyedir.

DEZENFLASYON: Sert olmayan deflasyonist önlemlerle enflasyonun sınırlandırılmaya çalışılmasıdır.

DEVALÜASYON: Sabit kur sistemlerinde ödemeler bilançosu açık veren ülkenin hükümetçe alınan bir kararla, ulusal paranın dış satın alma gücünün düşürülmesidir. Bu yolla ithal malları pahalılaşırken yerli malların fiyatı da aşağı çekilmiş olur. İhracatta artış sağlanmasına karşın aynı yabancı para karşılığında daha çok ürünün değiştirilmesi ulusal ekonomi için sömürülmesini anlamındadır.

DIŞ BORÇLANMA: Ülkenin kaynaklarına ek bir kaynak sağlamak, döviz olarak yeni ödeme gücü elde etmek gibi amaçlarla ülke dışındaki yabancı hükümet ya da finans kuruluşlarından karşılıklı ya da karşılıksız geri ödemeli kaynak bulunmasıdır. Türkiye’de dış borç kavramı içinde kamu sektörünün yanı sıra, özel kesimin dış borçları da birlikte anılır.

DIŞ DENGE:
Bir ekonominin dışalım ve dışsatım sonucunda ödemeler bilançosunun açık verip vermemesidir. Dış denge, milli gelir, döviz kuru ve döviz sınırları değişkenlerine bağlıdır.

DİRENÇ NOKTASI: Borsada, belli bir süreç içinde sürekli bir fiyat artışının yoğun satışlar sonucu durdurulduğu fiyat seviyesini ifade eder.

DÖVİZ: Ulusal para dışındaki tüm yabancı paralar ve bu para cinsinden değer taşıyan menkul değerlere verilen isimdir.

DÖVİZ BORSASI: Döviz arz edenlerle döviz talep edenlerin karşılaştıkları ulusal paraların birbirlerine çevrildikleri standartlaştırılmış piyasalar.

DÖVİZ KURU: Yabancı paraların ulusal para cinsinden fiyatıdır.

DÖVİZ TEVDİAT HESABI: Yurtiçi ve yurtdışında yerleşik kişilerin, ticari bankalarda açmış oldukları yabancı para cinsinden mevduata verilen isimdir.

DÖNEN VARLIKLAR: şirketin en likit aktiflerini gösterir, yani nakit, nakit benzeri araçlar, alacaklar ve stoklar.

DURAN VARLIKLAR: şirketin likit olmayan aktiflerini gösterir, yani uzun vadeli alacaklar, iştirakler ve maddi duran varlıklar.

DÜNYA BANKASI: Bretton-Woods Sistemi’nin ortaya çıkardığı Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’dır. Azgelişmiş ülkelerin kalkınması amacıyla borç para vermek ve sermaye yatırımlarını kolaylaştırmak için kurulmuştur.

E

ENFLASYON: Günlük deyimde “genel fiyat seviyesindeki yükselme eğilimi” olarak bilinmesine karşın, ekonomide eğilimin nasıl hesaplanacağı tartışılmaktadır. Devlet İstatistik Enstitüsü’nün her ay açıkladığı Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) artış oranı enflasyon rakamı olarak belirleniyor. Enflasyon, talep, maliyet, ılımlı ve hiper olarak dörde ayrılabilir.

ENFLASYON HEDEFLEMESİ (Inflation Targeting): Merkez bankalarının genellikle hükümetlerle birlikte, para politikası amacı olarak belli bir enflasyon rakamını hedeflemeleridir. Bu tür bir uygulamada hedeflenen enflasyonun, beklentileri etkileyebildiği ölçüde, nominal çapa görevini üstlenmesi öngörülür. Diğer politikalardan farkı, enflasyon hedefinin net bir şekilde kamuoyuna duyurulması ve bu konu ile ilgili doğrudan sorumluluk alınmasıdır. Uygulamada, uygulayıcı kurum olarak merkez bankaları amaca yönelik bir araç bağımsızlığına kavuşmaktadırlar.

EŞEL MOBİL: Ücretli ve maaşlıları, hayat pahalılığı karşısında korumak amacıyla fiyat artışlarıyla doğru orantılı olarak artmasının sağlanmasıdır.

EURO: Maastricht Anlaşması uyarınca, gerekli kriterleri yerine getiren Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin 1999 yılı itibariyle kaydı olarak kullanmaya başladığı para birimi. Daha sonraki dönemde dolaşıma da sürülmesi planlanan bu para birimi Avrupa Birliği’ne üye tüm ülkelerin ortak para birimi haline gelecek.

F

FACTORING: Müşteri (şirket) alacaklarının factor denilen gerçek ya da tüzel bir kişi tarafından bedeli peşin ödenerek satın alınmasıdır. Mal ve hizmet satışı yapan bir ticari işletmenin vadeli alacaklarının factor denilen bir mali kuruluş tarafından alacaklıya rücu hakkı olmaksızın satın alındığı finansal hizmettir.

FAİZ: Ödünç alınan belirli bir fonun kullanma bedelidir.

FAİZ ÖDEMELERİ: Bu veriler Hazine, Kamu İktisadi Teşebbüsleri, döviz pozisyonu tutan bankalar ve yurtdışından kredi alan diğer kuruluşlara ait borçların faiz ödemelerini kapsar. Bütçede eksi kalemdir.

FAİZ KARŞILAMA GÜCÜ: işletmenin finansman giderleri öncesi oluşan faaliyet kari ile finansman giderlerini ne ölçüde karşılayabildiğini gösterir. Dönem Kari-Finansman Giderleri / Finansman Giderleri formülü ile hesaplanır.

FED (Federal Reserve Banks): ABD’de 1913yılında çıkarılan Federal Reserve yasası ile kurulan sistem içerisinde yer alan bankalardır. Bu sisteme içerisindeki bankaların oluşturduğu organizasyon ABD’nin Merkez Bankası FED’i meydana getirmiştir. FED farklı bir yapıyla meydana gelmiş olmasına rağmen bir Merkez Bankası’nın sahip olduğu tüm fonksiyonlara sahiptir.

FİNANSMAN GİDERİ KARŞILAMA ORANI: Bir şirketin faaliyet kari artı net faaliyet kalemleri finansman giderlerini ne oranda karşıladığını gösterir. Bu oran ne kadar yüksekse şirketin durum o kadar iyidir.

FİNANSMAN BONOSU: şirketlerin kısa vadeli işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları teminatsız senetlere verilen isimdir.

FİNANSAL RASYOLAR: Rasyo iki değerin birbirine oranı anlamına gelir. Finansal rasyolar ise şirketlerin mali tablolarındaki kalemlerin birbirine oranlanmasını ifade eder. İşletme faaliyetlerinin ortaya çıkardığı fon ihtiyacının saptanması, işletmenin finansal yapısının ne derece sağlam olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla kullanılan analiz araçlarından birisidir.

FORWARD İŞLEMLERİ: Döviz piyasalarında gerçekleştirilen vadeli işlemlerdir. Para birimlerini gelecekteki bir tarihte değiştirilmek üzere yapılan kontrata dayanır.

FUTURES İŞLEMLERİ: Döviz, hazine bonosu, tahvil gibi değerlerin belli bir tarihte ve belli bir fiyattan alma veya satma sözleşmesidir.

FONLAMA: Özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlama yöntemidir. Senet ihraç edilmesidir. Şirketler, borç alarak ya da özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlarlar.

FORFAITING:
Latincede alacak hakkının kayıtsız ve şartsız olarak teslim edilmesi anlamındadır. Vadeli mal ve hizmet ihracatından doğan ve belirli bir ödeme planına bağlı olarak tahsil edilecek olan alacakların daha önce bu hakkı elinde bulunduranlara rücu edilmeksizin (kayıtsız şartsız ve vazgeçilmez olarak), bir banka veya bu alanda uzmanlaşmış bir finans kuruluşu (forfaiter)
tarafından satın alınarak iskonto edilmesidir. Uygulamada forfaiting işlemi yatırım mallarını kapsamaktadır. 1950’li yıllarda ABD ve Avrupalı ülkelerin SSCB ile dış ticaretlerinde doğdu. Uzak Doğu ve Latin Amerika ülkelerinde yaygınlaştı.

G

GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILA (GSMH): Bir ulusal ekonomide belirli bir dönem içinde (genellikle bir takvim yılında), üretilen mal ve hizmet değerlerinin toplamıdır.

H

HALKA ARZ: Şirketlerin kaynak ihtiyacını karşılamak amacıyla özkaynak yoluyla senet ihraç ederek (fonlama) kaynak ağlamasıdır. Şirketler kaynak ihtiyaçlarını faiz karşılığı yabancı kaynaklardan (borç) ya da özkaynaktan (ortaklardan sermaye yoluyla veya faaliyetler sonucu kazanç yoluyla) sağlar. Özkaynak için ödenmesi gereken ve ortaklar tarafından belli bir taban limitte beklenen temettü geliridir. Özkaynak yoluyla fonlama yani senet ihraç ederek toplanacak fonların maliyeti, borçlanmadan daha ucuz ise, şirketler halka arza başvurma yolunu tercih edecektir.

HAZİNE:
Devletin tasarruflarını ve mali işlemlerini idare eden kurumdur.

HAZİNE AÇIĞI:
Hazine, devletin harcama ve gelirlerinin gerçekleştiği soyut bir kasa olan kurumdur. Belli bir dönemde Hazine’nin kamusal giderlerinin finansmanı için yapılan ödemeler, toplanan kamu gelirlerini aşması durumunda Hazine açığı ortaya çıkar.

HAZİNE BONOSU:
Hazine tarafından vadesi 1 yıldan kısa süreli olarak çıkarılan ve iskontolu olarak işlem gören borçlanma senetleridir.

HEDGING: Döviz ve para piyasalarında gelecekteki kur riski ve fiyat hareketlerinden korunmak için yapılan vadeli işlemlerdir.

HOLDING: Bir ya da birden çok şirketin yarıdan fazla hissesine sahip ve bunları tek merkezden yöneten şirketlerdir.

HİPER ENFLASYON: Dörtnala enflasyon olarak adlandırılır. Paranın değerinin yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir. İktisat tarihinde çoğunlukla savaş ya da sonrasında ortaya çıkmış ve yeni bir para biriminin kurulmasını zorunlu hale getirmiştir.

HİSSE SENEDİ: Anonim ortaklıklar tarafından çıkarılan ve anonim ortaklığın sermayesine belirli bir katılma payını temsil eden kıymetli evraktır.

HİSSEDAR: Bir anonim şirketin hisse senedine sahip olan şahıstır.

I, İ

IMF (Uluslararası Para Fonu): Uluslararası ticaretin gelişmesi, tam istihdam, gelişim hızının artırılması, sabit kur sisteminin gerçekleşmesi, kurlarda kararlılığın sağlanması, tek yönlü devalüasyonu önlemek ve ödemeler dengesi sorunlarını çözmek, kredi sağlamak gibi çok amaçlı kurulmuş bir örgüttür.

İÇ BORÇLAR: Hükümetin ülke sınırları içinde kişi ve kurumlara ulusal para cinsinden borçlanmasıdır. Bu borçlanmanın iktisadi niteliği, satın alma gücünün özel ve kamusal kesimler arasında el değiştirmesidir. İç borçlanmada ülkenin kullanabileceği kaynaklara bir ek söz konusu değildir. Devlet, en yaygın yöntemle halka ve kurumlara sattığı kâğıda +bağlı bono, tahvil ve kâğıda bağlı olmayan yöntemlerle borçlanabilir. İç Borçlanma; kısa-uzun vadeli, teminatlı-teminatsız ve zorunlu-gönüllü olarak üç gruba ayrılabilir.

INSIDER TRADING: Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, henüz kamuya açıklanmamış bilgileri kendisine veya üçüncü kişilere menfaat sağlamak amacıyla kullanarak sermaye piyasasında işlem yapanlar arasında fırsat eşitliğini bozacak şekilde haksız yarar sağlamak veya bir zararı bertaraf etmektir.

İHRAÇ: Tahvil, hisse senedi gibi sermaye piyasası araçlarının satışa çıkarılmasıdır.

İŞLEM HACMİ: Her hisse senedi için gerçeklesen işlemlerdeki hisse senedi sayısı ile işlem fiyatının çarpılmasıyla elde edilen değerlerin toplamıdır. Tüm hisse senetlerinin işlem hacimleri toplamı, piyasanın toplam hacmini oluşturur.

İŞLEM MİKTARI:
Bir seansta ya da belli bir dönemde alınıp satılan menkul kıymet adedidir.

K

KALDIRAÇ ORANI: Bu oran aktiflerin ne kadar yabancı kaynaklarla (borçlarla) finanse edildiğini gösterir. (Borçlar Toplamı/Aktif Toplamı)

KARMA FON: Hisse senetleri, borçlanma senetleri, altın ve diğer kıymetli madenlerin en az ikisinden oluşan ve her birinin değeri fon portföy değerinin %20’sinden az olmayan fonlardır.

KATILMA BELGESİ: yatırım fonlarına katılanların sahip oldukları payları ve hakları gösteren, paraya çevrilebilen, nama ve hamiline yazılı kıymetli evraktır.

KATILMA PAYI: Bir şirkete ortak olan bir kişinin toplam sermaye içinde sahip olduğu paydır.

KAYITLI SERMAYE: Sermaye Piyasası Kanununa göre anonim ortaklıkların esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla hisse senedi çıkarabilecekleri azami miktarı gösteren, Ticaret Sicilinde tescil edilmiş sermayeleridir.

KISA VADELİ BORÇLARIN TOPLAM BORÇLARA ORANI: Ticari ve emek yoğun işletmelerde yüksek sermaye yoğun ve sabit varlıkları yüksek işletmelerde ise düşük olması beklenen bu oran, toplam borç içinde kısa vadeli borcun payını dolayısıyla borçların risk yapısını göstermektedir. (Kısa Vadeli Borçlar / Borçlar Toplamı)

KAMU GELİRLERİ: Devletin kamu harcamalarını karşılamak amacıyla vergi, harç, resim, para cezaları, mülk-teşebbüs gelirleri, borçlanmalar, yardım-bağış, devalüasyondan doğan fark gibi gelirlerden oluşur.

KAMU GİDERLERİ: Geniş anlamda, devlet ve diğer kamu kuruluşlarının bütçe ödemeleri ile Kamu İktisadi Teşebbüsler (KİT), sosyal sigorta ödemeleri, vergi muaflık ve istisnaları ve özel kişilere yapılan teşvikleri de içerir. Dar anlamda da kamu hizmetlerinin bedeli olarak, devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin (belediye, il özel idaresi gibi) yaptıkları ödemelerdir.

KAMBİYO: Para ya da para yerine geçen belgelerin değiştirilmelerine özgü olan işlemlerdir. Para alım ve satımı ile ilgili işlemleri kapsar.

KAPİTALİZASYON:
Herhangi bir işletmenin birikmiş yedek akçe ve karının sermaye artırımında kullanılmasına denir.

KAR: Toplam hasılattan toplam maliyetin düşmesi ile elde edilen değerdir.

KAR TRANSFERİ:
Türkiye’de yatırım yapmış olan yabancıların söz konusu yatırımlardan elde ettikleri gelirlerin yurtdışındaki şirketlerine aktarmasıdır.

KARA PARA: Yasal işlerden elde edilmemiş veya vergisi ödenmemiş paraya denir.

KAYIT DIŞI EKONOMİ: Devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen/geçirilemeyen ve bu sebeple denetlenemeyen faaliyetler olarak tanımlanabilir. Enformel ekonomi, illegal ekonomi, gayri resmi ekonomi, gizli ekonomi diye de adlandırılır. Genel olarak kayıt dışı ekonominin, mal ve hizmet üretimine konu olmasına karşılık ekonominin geleneksel ölçüm yöntemleriyle bütünüyle tespit edilemeyen ve GSMH hesaplamalarına yansımayan alanları kapsadığı kabul edilmektedir.

KONSOLİDASYON: Uluslararası borç işlemlerinde bankaların ya da direkt olarak borçlu olan ülkenin, vadesi gelen bir borcun daha uzun süreli bir vadeye uzatılması işlemidir.

KONVERTİBİLİTE: Ulusal paranın, dış ticaret gereksinimlerinin karşılanmasında, resmi bir rakamın ya da yasanın iznine gerek kalmaksızın bir başka bir ulusal paraya dönüştürülmesi ve uluslararası mübadele aracı olarak kullanılabilmesidir.

KREDİ: Belirli miktardaki satın alma gücünün, belirli bir süre için ve geri verilmek üzere bir bedel (genellikle faiz) karşılığı gerçek ya da tüzelkişilere verilmesidir.

KREDİ ÇEŞİTLERİ: güvencesine göre teminatlı ve teminatsız; kullanıcısına göre; özel ve kamu, süresine göre; kısa ve uzun, veriliş yerine göre üretim ve tüketim; kullanım alanına göre ticari, tarım, sanayi, yapı ve orman gibi ayrılır.

KURUCU HİSSE SENEDİ: Kurucu hisse senetleri, şirket kurucularına ya da şirket açısından önem arz eden şahıslara genellikle bedelsiz olarak verilen, oy hakkından yoksun ve sadece temettü hakkı olan bir “adi senet”.

KURUMSAL YATIRIMCI: Bireysel yatırımlardan farklı olarak yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, sigorta şirketleri, sosyal güvenlik kuruluşları, özel emeklilik fonları, vakıflar, sendikalar ve benzeri kurumlarca yapılan yatırımlardır.

L

LEASING (Finansal Kiralama): Firmaların ticari ve sınai faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için gereksinim duydukları duran varlıkları satın almak yerine belirli kira ödentisi karşılığında kullanım olanağı tanıyan ve banka kredilerine alternatif olarak doğan orta dönemli finansman yöntemidir. Bu yöntem, 1930’lu yıllarda Dünya Ekonomik Krizi’ndeki finansman zorluğu ve 2. Dünya Savaşı sonrasında teknolojik gelişmelerin yenileşme ve modernleşme harcamalarına çözüm olarak geliştirildi. Türkiye’de de 1985’ten başlayarak daha çok KOBİ’ler tarafından kullanılmaktadır.

LIBOR (London Interbank Offered Rate): Londra Bankalararası Para Piyasasında, kredibilitesi yüksek bankaların birbirlerine ABD doları üzerinden borç verme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranıdır. Londra saati ile 11.00’de sabitlenen bu oran piyasalar tarafından referans faizi olarak kullanılmaktadır. Uluslararası işlemlerde referans alınır.

LOT: Borsada 1.000 adet hisse senedi bir araya gelerek de birer lotu oluşturur. Böylece 1 lot senet miktarı, şirketin 1.000.000 liralık sermayesini temsil etmektedir ve İMKB’de işlemlere konu birimi teşkil etmektedir. Lotun altındaki küsuratlı miktardaki senet miktarları normal seans esnasında alım-satıma konu olabilmekle beraber fiyat kotasyonları verilememektedir.

M

MALİ İSTİKRAR: Geniş anlamda mali sistemin ya da altyapısının, dar anlamda da mali piyasanın dengede olmasıdır. Mali sistem, tasarrufların toplanarak yatırımcılara ya da tüketicilere
aktarılmasını sağlayan mekanizmalar (banka, kooperatif ya da para, tahvil gibi…) bütünüdür.

MALİ POLİTİKA: Kamunun; vergi, masraf ve borç idaresiyle piyasadaki para miktarını kontrol etmesine yönelik politikaların bütünüdür. Ekonomistlere göre, para politikasından daha etkilidir.

MALİ TABLOLAR: Türk Vergi Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu’nca bazı şirketler için zorunlu olarak tutulan, şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu hazırlamak ve yayınlamak (halka açık şirketler, aracı kurumlar vb.) zorunda oldukları ve ilgili şirketin performansını gösteren, standartlaştırılmış muhasebe kayıtlarıdır. Başlıcaları bilanço, gelir-gider tablosu, satılan malın maliyeti, kâr dağıtım, fon ve nakit akım tablolarıdır.

MALİ SEKTÖR: Ekonomide iktisadi faaliyetlerin finansmanında rol oynayan kurumlardan oluşan sektördür.

MALİ PİYASA: Fon arz ve talebinde fon akımlarını düzenleyen kurumlar ve bunları düzenleyen kurallardan oluşan piyasadır.

MALİYE POLİTİKASI (Fiscal Policy): Hükümlerin, istihdam, büyüme ve enflasyon gibi belli amaçları gerçekleştirebilmek amacıyla gelir toplama (vergilendirme) ve harcama yapma yöntemlerini şekillendirmeleridir.

MORATORYUM: Bir şirketin ya da devletin ödeyemediği borçlarını ertelemesi işlemidir.

MENKUL KIYMET: Ortaklık veya alacaklılık sağlayan belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan dönemsel gelir getiren, misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları kurulca belirlenen kıymetli evraktır.

MENKUL KIYMET İHRACI: Sermaye piyasası araçlarının ihraççılar tarafından çıkarılıp halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satışıdır.

MENKUL KIYMET İRADI: Menkul ve gayri menkullerden elde edilen faiz, kira, rant gibi hasılatı ifade etmektedir.

MERKEZ BANKASI: Banknot ihraç eden, hükümetin para ve kredi politikasını yürütmede yardımcı olan, veznedarlık görevini üstlenmiş, devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan bir kurumdur.

MEVDUAT: Belirli dönem için geri ödemek koşuluyla belirli bir bedel karşılığında mevduat sahibi kişilerce bankalara tevdi edilen paradır.

MÜŞTERİ BAZINDA SAKLAMA: 1995 yılından itibaren borsa yatırımcılarının borsa üyeleri nezdindeki saklama hesaplarının Takasbank nezdinde eşlenerek müşterinin kod ve şifresini kullanarak Takasbank nezdindeki bakiyesini takip edebilmesini sağlayan hizmettir.

N

NAKİT AKIM TABLOSU: İşletmenin nakit giriş ve çıkışlarını gösteren tablodur. Düzenlendiği dönem itibariyle nakit açığı veya fazlasını gösterir ve finansal planlamada kullanılır.

NAKİT AKIŞ ORANI: işletmenin nakit rezervlerinin yabancı kaynakları karşılama gücünü göstermektedir. Net Dönem Kari+Amortismanlar-Nakit çıkışı Gerektirmeyen Giderler (Toplam) / Kısa Vadeli Borçlar-Uzun Vadeli Borçlar

NET KAR MARJI ORANI: işletmenin satışlarının vergi sonrası kara göre karlılığını ölçmektedir. Net Dönem Kari / Net satışlar

NOMİNAL FAİZ ORANI: Piyasada uygulanan cari faiz oranlarıdır. Fiyat hareketlerinden arındırılmadığından reel faiz düzeyini göstermez.

NET İÇ VARLIKLAR: Merkez Bankası’nın net iç varlıkları (NİV), para tabanından ay sonu cari kurlar ile hesaplanan Net Dış Varlıklar kalemi çıkartılarak hesaplanır. Para tabanı, Merkez Bankası emisyonu artı bankacılık sektörünün Merkez Bankası nezdindeki TL mevduatları olarak tanımlanır. Merkez Bankası’nın net dış varlıkları ise, Banka’nın net uluslararası rezervlerinin, orta vadeli döviz kredilerinin (net) ve diğer net dış varlıkların toplamı olarak tanımlanır.

NOMİNAL DEĞER (Par Value): Menkul değerlerin üzerinde yazılı olan değerdir. Bir hisse senedi başına sermayeden düşen payı belirtir. İMKB, borsaya kote olmuş tüm senetlerin nominal değerlerini 1.000 lira olarak kabul etmiştir. Fakat, kote olmayan şirketlerin genelinde de nominal değer 1.000 lira olarak
kullanılmasına karşın 500 lira veya 5.000 lira gibi nominal değerler de kullanılmaktadır.

O, Ö

ORTODOKS İSTİKRAR PROGRAMI: Uluslararası Para Fonu IMF’nin 1970’li yıllardan bu yana enflasyonla mücadele eden ülkelere tavsiye ettiği programlara genel olarak verilen addır. Ortodoks kelimesi burada klasikleşmiş, klişeleşmiş istikrar programları anlamında kullanılmaktadır. Bu programda IMF ücretlerin dondurulmasını, program öncesi belirli bir oranda devalüasyon sonrası yavaşlatılmış kur politikasını tavsiye eder ve tüketimi kısarak enflasyonun kontrol altında tutulmasını önerir. Bu klasik program birçok uygulayıcı ülkede başarıya ulaşamamış, hatta enflasyonun daha da hızlanmasına neden olmuştur.

OPSİYON: Bir malın belli bir süre içinde belli fiyattan satılması için alıcıya tanınan süre. Bir satıcının satmak üzere aldığı malın parasını belli bir süre sonra ödeme hakkıdır.

ÖDEMELER DENGESİ: Bir ülkenin yıl içinde dış ülkelere yaptığı ödemeler ile dış ülkelerden sağladığı gelirleri gösteren bilançodur.

ÖZSERMAYE KARLILIĞI ORANI: işletmelerin özsermaye karlılığını göstermektedir. Net Dönem Kari / özsermaye

P

PARA: Mal ve hizmetlerin değişim aracı. Ekonomide madeni, banknot para birimlerinin yanı sıra vadesiz mevduatlar ve kredi kartları da para unsurları içinde sayılır. Değişim aracı, değer ölçütü ve saklama işlevi vardır. Vadeli mevduat, devlet tahvili gibi değişim araçları da para benzeri olarak değerlendirilir.

PARA ARZI: Para stoku anlamında da kullanılır. Belirli bir anda ekonomide dolanımda bulunan ve para olarak kullanılan araçların toplamıdır.

PARA PİYASASI: Kısa vadeli fon (kredi) arz ve talebinin karşılaştığı, genellikle merkez bankaları tarafından yönlendirilen piyasalardır.

PARA POLİTİKASI:
Bir ülke ekonomisindeki para arz hacmini değiştirmeye yönelik politikalar bütünüdür. Uygulama yöntemleri arasında Merkez Bankası’nın senetleri nakitte çevirdiği açık piyasa
müdahalesi, banka işlemleri ve kredi tavanının değiştirilmesi sayılabilir. Para politikaları depresyonda yetersiz kalır.

Ekonomik büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı gibi hedeflere ulaşabilmek için paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik olarak alınan kararları ifade eder. Uygulanmasından sorumlu kuruluşlar merkez bankalarıdır. TC. Merkez Bankası Kanununda, Bankanın temel amacının fiyat istikrarı olduğu ifade edilmiştir.

PASİFLER: Bilançoda gösterilen borç ve yükümlülükler toplamıdır. Aktiflerin hangi kaynaklarla temin edildiğini gösterir. Üç ana kalemden oluşur; Kısa Vadeli Borçlar, Uzun Vadeli Borçlar ve özsermaye. Borçlar, genelde finansal ve ticari olarak ikiye ayrılır. Özsermaye altında şirketin sermayesi, yedekler, yeniden değerleme artış fonu ve net kar gösterilir.

PORTFÖY: Bir yatırımcının sahip olduğu menkul kıymetlerin tümüne verilen addır.

PORTFÖY YÖNETİCİLİĞİ: Sermaye piyasası araçlarından oluşan portföylerin ne zaman ne kadar alınıp satılacağını belirlemeye yönelik çalışmalar ve yapılan işlemlerdir.

R

REEL FAİZ: Fiyat değişimlerinden arındırılmış faizdir.

REEL SEKTÖR (Reel Kesim): Ulusal ekonomide tarım, sanayi ve hizmetler ana sektörlerinde üretici ve tüketici konumundaki bireylerin tümünü temsil eden kesimdir. Bu kesimin gerçekleştirdiği tasarruflar finansal kesim tarafından toplanır ve tekrar reel kesime kullandırılır.

REPO: Bir menkul kıymetin işlem başlangıç valöründe satılıp bitiş valöründe geri alınmasını ifade eder. Repo yapan taraf parayı kullanan taraftır. Açılımı “geri alım vaadiyle satış “tır.

REVELÜASYON:
Bir ülke parasının diğer ülkelerinin paraları karşısında değer kazanması sürecidir.

REZERV PARA: Uluslararası mali kuruluşlar ile hükümetlerin ellerinde bulundurdukları altın ve dövize verilen addır.

RİSK: İstenmeyen sonuçlarla karşılaşma olasılığıdır.

S

SABİT DÖVİZ: Belirli bir ülkenin ulusal parasının, belli bir parite üzerinden konvertibl (Konvertibilite) bir dövize bağlanarak değerinin ayarlanmasıdır.

SATIN ALMA GÜCÜ PARİTESİ (SGP):
Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır. Eldeki toplu bir para parite oranı ile farklı bir para birimine dönüştürüldüğünde, tüm ülkelerde aynı sepetteki mal ve hizmetler satın alınabilir. SGP ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarını yok ederek, ulusal para birimlerini birbirlerini dönüştüren orandır.

SERBEST DALGALANMA (Free Float):
Serbest dalgalanan kur sisteminde ülke parasının değeri piyasa tarafından belirlenmektedir. Döviz piyasasına yapılan müdahaleler, kurların istenilen düzeyde oluşmasını sağlamak yerine, bu piyasadaki gereksiz dalgalanmaları önlemek ve değişimleri daha ılımlı hale getirmek için yapılmaktadır. Bu sistemde para politikası, daha etkin hale gelmekte ve ülkenin tutması gereken uluslararası rezerv miktarı azalmaktadır. Serbest dalgalanan döviz kuru sisteminden kaynaklanan olumsuzluk ise, dış ekonomik ilişkilerde belirsizlikleri ve riskleri artırması nedeniyle kaynak dağılımını olumsuz etkilemesidir.

SERBEST DÖVİZ:
Konvertibl ulusal para. Yurtiçinde başka ulusal paralara tahvili serbest olup, yurtdışına transferlerine çeşitli sınırlar konmuş olabilir.

SERMAYE PİYASASI (Capital Market):
Genellikle uzun vadeli fon ihtiyaçlarının karşılandığı ve Hazine tarafından kontrol edilen piyasadır.

SERMAYE: üretimde kullanılan ve kendileri de üretilmiş olan mal ve değerlerdir.

STOK DEVİR HIZI: Stokların yıl içinde kaç kez satışlara dönüştürüldüğünü göstermektedir. Devir hızının yüksek olması işletmenin daha fazla kar etmesine olanak sağlamaktadır. Satışların Maliyeti / (D.Başı Stok-D.Sonu Stok)/2

SPEKÜLASYON: Bireyin gelecekle ilgili beklentileri doğrultusunda fiyat ya da döviz kurundaki değişmelerden bir gelir elde etmek amacıyla yapılan işlemdir.

T

TAHVİL: Anonim şirketlerin kaynak bulmak amacıyla Ticaret ya da Sermaye Piyasası kanunlarına göre, itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senedidir. İhraç vadesi 1 yıldan uzun menkul kıymetlerdir.

TAHVİL VE BONO FONU: Portföyünün en az %51’inin devamlı olarak borçlanma araçlarına yatırılmış fonlardır.

TAKASBANK: Borsada kote olan senetlerin işlemlerin düzgün olarak işlenmesi ve düzenli olarak tutulması amacıyla borsada saklanmasıdır. İMKB’de işlem gören senetlerin muhafazası ile görevli olan İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş., kote olan senetlerin büyük bir kısmını muhafaza ettiği için ayrıca fiziki bir dolaşıma engel olmakta ve şirketleri senet basma külfetinden kurtarmaktadır.

TASARRUF:
Gelirden tüketimin çıkartılması ile elde edilir.

TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONU:
Tasarruf mevduatı sahiplerini belirli bir tutara kadar ilgili bankanın ödeme yetersizliği riskine karşın sigorta etmektir.

TAVAN FİYAT:
Hisse senetlerinin bir seans içerisinde görebileceği en yüksek fiyattır.

TEFE:
Toptan Eşya Fiyat Endeksi. Enflasyon rakamı olarak alınır.

TEKEL:
Tek bir satıcı ve karşılığında çok miktarda alıcı olan piyasadır.

TEKNİK ANALİZ:
Hisse senedi veya borsa endeksi fiyatının ya da işlem miktarında meydana gelen değişmelerin genellikle grafiklerle açıklanması ve geleceğe yönelik trend belirleme aracıdır.

TEMEL ANALİZ:
Hisse senetlerinin gerçeğe en yakın fiyatlarını bulmaya yönelik bir yöntemdir.

TEMERRÜT:
Taahhütlerinin gerektirdiği ödeme veya menkul kıymet teslimatlarını belirlenen süreler içinde gerçekleştirmeyen borsa üyesi, herhangi bir ihbara gerek kalmaksızın temerrüde düşmüş sayılır.

TEMETTÜ:
(Kar payı) Ortakların dönem içinde elde ettikleri kardan mevcut ortakların pay alma hakkıdır.

TEMETTÜ GETİRİSİ:
Hisse senedinin yıllık getirisidir.

TEMİNAT MEKTUPLARI:
Alıcı ile satıcı arasındaki güvenin sağlanması için bir banka aracılığına ihtiyaç duyulur. Bankalar borçluya kefil olarak bu güveni sağlar.

TERS REPO:
Bir menkul kıymetin başlangıç tarihinde alınıp bitiş tarihinde geri satılması işlemidir. Ters repo yapan parayı kullandıran taraftır.

TEZGAH ÜSTÜ PİYASA (Over The Counter-OTC):
Değerli evrakların ticaretinin yapıldığı standardize edilmemiş piyasalardır.

TÜFE:
Tüketici Fiyat Endeksi

V

VADELİ İŞLEM SÖZLEŞMESİ: Sözleşmenin taraflarını belirlenen ileri bir tarihte üzerinde anlaşılan fiyattan standartlaştırılmış miktardaki bir mali veya kıymeti alma veya satma yükümlülüğüne sokan sözleşmedir.

VADELİ PİYASALAR: Gelecekte belirlenmiş bir zamanda belirlenen bir fiyat üzerinden mal ve hizmetlerin satılıp alındığı piyasalardır.

VALÖR: Kredi ya da mevduat için bankaca faizin işletilmeye başlandığı tarihe denir.

Y

YATIRIM: Belli bir getiri sağlamak amacıyla, belirli vadelerde birikimlerin yatırım araçlarına bağlanmasıdır. Yatırımcı yaptığı yatırımın maliyetini üstlenir. Bu onun riskidir. Eğer yatırımcı kendi öz fonlarını kullanarak yatırım yapıyorsa, en azından bu fonların maliyetini karşılaması gerekir. Yatırımcı, elindeki bu fonlarla tahvil alış satışı veya vadeli mevduat ile faiz geliri de sağlayabilir. Faiz hadleri, gelir seviyesi, borçlanabilme imkanları ve risk yatırımı etkileyen unsurlardandır.

YATIRIM DANIŞMANLIĞI: Müşterilere sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık ve kuruluşlar, yönlendirici nitelikte yazılı veya sözlü yorum ve yatırım tavsiyelerinde bulunulması faaliyetidir.

YATIRIM FONLARI: Halktan katılma belgeleri karşılığı toplanan paralarla belge sahipleri hesabına, oluşturulan portföyü işletmek amacıyla kurulan malvarlığıdır.

YATIRIM ORTAKLIKLARI: Sermaye piyasası araçları ile altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek üzere anonim ortaklık şeklinde ve kayıtlı sermaye esasına göre kurulan sermaye piyasası kurumlarıdır.

Başa dön tuşu